Aids, hiv virüsü nedeniyle insanların savunma sisteminin zarar görmesine sebep olan özellikle de cinsel yolla yayılan bulaşıcı bir hastalıktır. Aids kelimesi İngilizce Acquired Immune Deficiency Syndrome(Edinilmiş Bağışıklık Eksikliği Sendromu) kelimelerinin baş harflerinden oluşan bir kısaltmadır. Hiv (Human Immunodeficiency Virus / İnsan Bağışıklık Yetmezlik Virüsü) bağışıklık sisteminde ağır ağır ilerleyerek bedenin enfeksiyonlara karşı direncini azaltarak yok eder ve insanı farklı hastalıklara karşı korunmasız hale getirerek nihayetinde öldürür. Aidds, Hiv enfeksiyonunun en son aşamasıdır. bu süreç içinde ölümcüm enfeksiyonlara ve kansere çok sık rastlanır. kanında HIV virüsü taşıyan kişiye HIV Pozitif denir.
HIV virüsü enfekte olduktan uzun yıllar sonra dahi belirti vermeyebilir. HIV virüsü ile enfekte olan bir insnaın yedi ile sekiz yıl Aids’e yakalanmadığı tespit edilmiştir. Enfekte olduktan en az üç ay sonra yapılan elisa testleri en güvenilir sonucu verir.
AİDS vakaları ilk kez 1981 yılında Amerika Birleşik Devletlerinde tespit edilmişti. HIV tanısı konulan kişilerin tamamına yakını hastalığı cinsel yolla kapan eş cinsel erkekler ve enjektörleri ortak kullanan damardan alınan uyuşturucu kullanıcılarıydı. 1983 yılında Amerikalı bilim adamları hastalığın sebebinin Hiv virüsü olduğunu buldular ve 1985 yılında bu virüsü yakalayan kan testlerini geliştirdiler.
HIV yüksek ihtimal ilk kez Afrika’da ortaya çıktı ve 1980 yıllarında başta bu bölgede olmak üzere HIV vakalarında salgın düzeyinde artma tespit edildi. Bu hızlı artışta Afrika’da şehirleşmenin artması, uluslar arası seyahatlerin çoğalması, cinsel alışkanlıkların farklılaşması, damar yoluyla uyuşturucu kullanımının çoğalması çok önemli roller oynadı. Birleşmiş Milletlerin 2004 yılı raporuna göre dünya genelinde 38 milyon insan HIV virüsü taşımakta, her yıl beş milyon kişi visürü kapmakta ve üç milyon kişi AIDS’ten ölmektedir.
1981 ve 2008 yılları arasında yirmi milyon kişi AIDS nedeniyle hayatını kaybetmiştir. Dünyadaki tüm HIV pozitif vakalarının %70’i Afrika’dadır. Afrika’daki bazı ülke nüfuslarının %10’undan fazlası HIV pozitiftir. Dünaynın diğer bölgelerinde de Afrika’daki kadar olmasa da hızla artmaya devam etmektedir. Amerika Birleşik Devletlerinde de HIv pozitif vaka sayısı bir milyon kişi civarındadır ve virüsle yeni enfekte olanların yarısı siyahi Amerikalılardır. Vietnam, Endonezya ve Çin gibi Asya ülkelerinde çok büyük artış görülmektedir. HIV retroviral tedavisene gereksinim duyan insanların onda dokuzu Dünya Sağlık Örgütü’ne göre tedavi görememektedir. Ülkemizde Sağlık Bakanlığının açıkladığı verilere göre yaklaşık yedi bin civarında HIV pozitif taşıyan kişi mevcuttur. Açıklanan resmi rakamların dışında HIV pozitifi olduğunu bilmeyen kişilerle beraber toplam rakamın yirmi bin olduğu tahmin edilmektedir.
HIV hayvanların ve insanların birbirine bulaştırabildiği zoonoz bir bir hastalıkdır. İnsanlar ve aşağı omurgalı hayvanlarda görülür. Genetik olarak HIV’e çok benzeyen bir virüs, Batı Afrika’da yaşayan maymunlarda görülmüştür. SIV (Maymun başığıklık yetmezliği virüsü) olarak adlandırılan bu virüs henüz şempanzelerde hastalığa neden olmamıştır. HIV’ın yüksek ihtimal yirmibirinci yüzyılın ilk yarısında maymunların etleri için avlanması ve doğranması sırasında insanlara bulaştığı düşünülmektedir. Afriaka yeşil maymunlarında görülen ve SIV’in farklı bir çeşidi olan virüsün ise HIV’ ne neden olduğu düşünülmektedir.
